Aganta Burina Burinata

Kadir UCAR
2 min readMar 7, 2018

Merhabalar, Bodrum Turgutreis’e dostları ziyaret etmeye gittiğimde marinada dolaşırken Balıkçı’nın bir büstü ve hemen altında ilgimi çeken ve çok hoşuma giden bir yazıyı gördüm.

Hemen fotoğrafını çektim ve resimde ki yazıyı yazmaya başladım.

Cevat Şakir Kabaağaçlı

17 Nisan 1886–13 Ekim 1973

Bodrum’u Bodrum yapan tabi ki Halikarnas Balıkçısı

Cevat Şakir Kabaağaçlı ile ilgili Ara Güler ve Şakir Eczacıbaşı’dan Aktarılan Anı

Halikarnas Balıkçısı hapisteyken, işkence gören genç çocuklarla ilgili bir yazı yazar ve sürgüne, Bodrum’a gönderilir. Bodrum çok küçük nüfuslu bir köy o zamanlar. Halikarnas Balıkçısı(Cevat Şakir Kabaağaçlı) bahçeyle uğraşmayı çok sevdiği için belediyenin bahçıvanı olarak işe giriyor ve bugün gördüğünüz o kocaman palmiyeleri kendi elleriyle dikiyor. Bir gün Ankara’dan bir telgraf geliyor. Bodrum’a bir İngiliz Lordu donanmasıyla ziyarete geleceğini duyuruyor. Ankada’dan tercümanlar geliyor, bir dolu hazırlık yapılıyor ve sonunda Lord, Bodrum’a yanaşıyor. Lakin Ankara’dan gelen tercümanlar, Lord ile iletişim kurmakta zorlanıyorlar, çeviri yapamıyorlar. Belediye başkanı Ankara’dan gelen heyete şu cümleyi kuruyor:

  • “Efendim, bizim bahçıvanı çağırsak,halledebilir.”

Heyet hiddetle:

  • “Ne diyorsunuz siz?” diye cevap veriyorlar.

Belediye başkanın cevabı ise çok şaşırtıcı :

  • “Efendim, bizim bahçıvan Oxford mezunudur da…”

Ve nam-ı değer Halikarnas Balıkçısı geliyor ve Lord ile sınıf arkadaşı çıkıyor. Lord Halikarnas Balıkçısına soruyor:

  • “Benden ne istersin?”

O da cevap veriyor:

  • “Burada gençler mercan avlarken vurgun yiyip ölüyor, buranın tek geçim kaynağı balıkçılık, sizden ricamız buranın balıkçılıkta ilerlemesi ve daha nice gencimizin vurgun yiyerek ölmemesi …”

Aradan bir ay geçtikten sonra iki İngiliz donanma gemisi Bodrum kıyalarına yanaşıyor ve Bodrum Balıkçılıkta birçok dünya ülkesinin ilerisine geçiyor ve gençler vurgun yemekten kurtuluyor.

Aganta Burina Burinata — Şimdi sefer zaman …

Yeni bir hayata, denizin ya da hayatın zorluklarına göğüs germeye hazır insanların haykırışıdır bu üç sözcük. Tıpkı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın sürgün yaşamında olduğu gibi demir almayı istemek, arkada bırakılan hiçbir şeyi bir daha görmemeyi göze alacak kadar cesur olmak, kalsam mı sorusuna akla düşürmeyecek kadar tutkulu olmak, hayattan korkmamak. ….

--

--

Kadir UCAR

Kadir, bilgisayar, web, Gökova-Akyaka, Tr, bisiklet